16 Aralık 2013 Pazartesi

hatalar, hayaller, sevmemeler...

Şu an öyle bir andayım ki ne tarafa dönsem boş bir duvar. Etrafım sadece ya bana güvenmeyen ya da benim tam güvenemediğim kişilerle dolu. En yakınım dediklerim ve sadece imrendiğim insanlarmış bir de onu farkettim. O kadar imreniyorum ki kusurlarımı anlatmaya çekiniyorum. Halbuki ne kadar boşum. Ne yapacak bir işim var ne de gidecek yerim. Sabah uyandığımda herkesin bir telaşı olurken benim yaptığım sadece miskin miskin uyumak. Şu halde gözümün önünde sadece bir görüntü oluşuyor. Seko'nun kendini sulara atışı günlerce kayboluşu. Evet tam da istediğim bu. Uzaklaşıp sadece hesap soran bu insanlardan kopmak. Biraz nefes almak. Aldığım nefesten tat alamaz ıldum çünkü. Sanırım sigarayı da bu yüzden sevdim. Hala soluk aldığımı hissedttirebildiği için... Sağolsun ülkemizin sistemi çok güzel yerlere getiriyor gençlerini. Bilmiyorum komik gelebilir ama o aptal üniversite sınavında -artık nasıl bir salaklık nasıl bir zayıflıksa- çişim geldi diye çıkmasam bu halde olmazdım belki. Benim de hayallerim devam edebilirdi. Diyeceksiniz ki geç değil. Ben artık ne kendimde o kuvveti bulabiliyorum ne de hevesi. Bıktım. Çok emek vermiştim çünkü. Ve vereceğimi de düşünüyordum. İnanıyordum kendime. Kendimi kandırmışım. Benden bir cacık olmaz harbiden. Gülün hadi çünkü hala rüyamda sınav anını yaşıyorum. Aynı sorular gülüyor karşımda. Ben dayanamıyorum buna. Bir cevap da bulamıyorum. Delirdim mi bilemedim. Çabalamaya çalıştıkça daha da hasta hissediyorum kendimi. Ve bunları anlatabileceğim kimse yok. En acısı da o ya! Doldukça yazmaktan başka çare mi var? Ya boş duvara anlatıcan derdini ya da boş kağıda. İnanın o kadar zor ki hayalleri yitirmek... Hele ki sadece hayallerinize güvenerek büyümüş biriyseniz. Buna izin verdiğim için kendimi asla affetmiycem. Bir de sevgi var tabi. Zaten bir kız başka ne yapar sevmek ve hayal kurmaktan başka? Bende o tipik olanlardanım. Ama kaybedenlerdenim biraz da. İkisini de tutamadım avuçlarımda. Annemin de dediği gibi yersiz paniklerim, paranoyalarım, kurguladıklarım, korkularım, her şeyim beni bu noktaya getiren. Hani derler ya kendin ol diye işte ben kendim oldukça kaybediyorum. Boyumun 10 katına kadar battım daha şimdiden. Kaybettikçe de batıyorum. Diyeceksiniz sevgiyi nasıl kaybettin bencilsin anladık da sevemeyecek kadar mı bencilsin be kardeşim? Sevmezmiyim? Çok seviyorum. Ama sevmek para etmiyor ki! Sevmek de hayallerimin arasında evet ama asıl hayalini kurduğum sevilmek. Sevildikçe sevmek. Sevdikçe daha çok sevmek.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder