14 Aralık 2013 Cumartesi

hay ben aklımı sikeyim

Nasıl bir benimsemektir bu bendeki? Bir insan başka bir insanı neden aldığı oksijenden daha ötede görür? Bir insan bile bile kendini üzecek bir insanı nasıl ister? Yüzüne baktıkça orda olmamayı dileyeceğini bildiği halde her saniye orda olmayı nasıl ister? İstenmedikçe istemek basıl bir küstahlık nasıl bir açgözlülüktür? Geçmişe körü körüne bağlanıp mevcut değişimleri görmeyi reddetmek ne kadar doğrudur? Değişenlere inat eskiyi özeli güzeli özlemek ona duyulan açlığa kısıt getiremeyip kendi arzularında boğulmak nasıl bir acı verir insana? Her saniyeni ona harcarken sen, onun bi sikinde olmamak kadar küçültücü başka bir şey daha var mı hayatta? Ve ilişkiyi bu noktaya kadar getirmek için var gücüyle çalışan hep siz olmuşken emeğinizin karşılığını bir türlü görememek nedir? Yaklaşmak onun olmak ona sahip olmak istedikçe onun sizi itelemesi çemberinin dışında tutması? Ve hala vazgeçememek? İhtiyaç duymak bunları getiriyor beraberinde sanırım. Köpek gibi onun oldukça daha da bir har vurup harman savruluyorsunuz. Gitmiyceksin tamam evet olur demiyceksin her lafına. Şimdi düşünüyosun tamam demem diye ama gel gelelim uygulamaya? O yok işte hiçbirimizde yok. Bende vermezdim yüz. Ha noldu artık kimin bedduası tuttuysa öyle birine düştüm ki. vicdandan merhametten bir haber! Oysa başta ne güzeldi... Türkan Şoray filmleri kadar özeldi sıcaktı. Samimiydi. Her şapşal kız gibi bunlara inandım. Belki o da sevdi olamaz mı olabilir (belki de hala safım). Ama sonunda ne oldu? Kullanılmışlığımla kaldım. Bir kaç ayda neydim ne oldum. İyi olan her şeyimi kaybettim. Şi mdi sürüniyorum. Ve hala ona olan susuzluğum dinmedi. Hala deli gibi seviyorum. Yüzüne, fotoğraflarına her baktığımda kulaklarımda çınlayan o cümleleri bile geri plana atıyorum... Hiç kimse kaldıramaz halbuki onları. Seven hiç kimse! İlki ona yalan söylediğim düşüncesiyle ortaya çıktı zaten. Söylememiştim. Ama inanç sıfır tabi güven dıfır bir belediye otobüsünde kulaklarıma tiksinti dolu bir sesle fısıldandı. Öteki ise yanında boylu boyunca uzanmış dertlerini dinliyor derman olmaya çalışıyorken gayri ihtiyari söylenmiş bir eda ile çıktı karşıma. Resmen benimle bir geleceği olamayacağını buna inanmadığını sadece hayalden ibaret bir şey olduğumu söyledi. Ve ben yine sevdim. Yine ağladım. Yine sarıldım. Yine çektim gittim. Yine özledim. Yine döndüm. Yibe öptüm. Hay ben aklımı sikeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder